19 Ağustos 2010 Perşembe

Yahşi Batı (2010)


Cem Yılmaz'ın, belki de en özenerek yaptığı film.

Osmanlı padişahının hediyesini, amerikan başkanına iletmek için amerika yollarına düşen iki osmanlı ajanının hikayesi"ni anlatan bu filme; gerek öykü tasarımı, gerek kurduğu enfes set ile saygı duymak gerekir. Herşeyden önce. Film hedefine ulaşana kadar çeşitli parodilerle ilerliyor. "GORA" genel olarak bu mantığın üzerine kuruluydu mesela. Ama orada çok ağır bir tuvalet mizahı mevcuttu. Tam da türk halkının sevdiği gibi. Buradan tuvalet mizahını sevmediğim anlaşılmasın. Bu da dünyada kendine sıkı bir kitle oluşturmuş türdür neticede. Ama türk halkı Woody Allen'vari cool espiriler yerine böyle espirileri daha çok seviyor. Zaten bu minvalde çekilen "Kutsal Damacana", "Recep İvedik" gibi seriler; gişelerde, Türkiye'de yokluk günlerindeki ekmek yağ kuyruğuna benzer kuyruklar oluşturdu. Neticede yapımcılar da paranın peşinde. Bu espiri stili üzerinden ürünler veren ekipleri desteklemeye devam ediyorlar haklı olarak. İşte Cem Yılmaz bu mizahı kullanmak istemiyor zannediyorsam. Ama Yahşi Batı büyük bir prodüksiyon olduğu için tuvalet mizahından kısmi örnekler gördük yine

"Adamı vur dedik, sen kendine vurduracaksın!" gibi...

Komik mi? Elbette komik. Ama orada wanted defteri açıldığında altta büyük puntolarla "Brokeback" yazması ve akabinde gelen adamın gay çıkması. daha ince bir mizahın ürünü. Ama oradaki espiriyi sündürmemek gerekiyor işte. İşte bunun temelinde bazılarının da bahsettiği gibi "altyapı" var. Bana göre ipince bir mizahın ürünü; Solondz'un "Happiness" filmine şu ülkede kaç kişiye komik diye izletebilirsiniz. İstanbul Film Festivalinde izlediğimde kahkaha desibelinden kulağa 3 kademeli kulak tıkacı bile takmamız gerekebilirdi. İşte bu algı düzeyi ve altyapıdan dolayı senaristler ve yönetmenler biraz zorlanıyor. Zorlanmak istemeyen Recep İvedik serisindeki gibi, Borat'taki gibi tuvalet mizahını kullanıp, kendini garanti altına alıyor.

Az önceki paragraftaki gibi mesela "KFC" logosundaki amca espirisi, bırak o adam silahını sıksın ve kadrajdan çıksın değil mi. Yine aynı şekilde "tabelada var ya hani" diye göndermenin üstü parlak gazlı kalemle çiziliyor. Cem Yılmaz'ın bu konuda biraz kafası karışmış anlaşılan. Ama karışması da hiç anormal değil.

Evet espiriler kahkaha attırmıyor. Ama eğleniyorsunuz. Film asıl gayesini ziyadesiyle yerine getiriyor. Öyküsü, karakterleri, oyunculuğu, dekoru, kostumu herşeyi çok iyi, çok özenilmiş. Filmi izlerken bu adamlara saygı duydum. Eğer "Kutsal Damacana 2", "Amerikalılar Karadeniz'de 2" gibi filmler izlemek istemiyorsak; böyle filmleri eleştirirken; dozajı iyi ayarlamamız yine bizim menfaatimize olacaktır.

Yahşi Batı'nın, DVD'de kendine çok ciddi bir fan kitlesi oluşturacağı inancındayım...

Hiç yorum yok: