29 Ağustos 2010 Pazar

The Erotic Adventures Of Zorro (1972)


Eski dönemlerin Kaliforniya'sında geçen bir Zorro öyküsü. Bu Zorro bildiğiniz Zorro'lardan değil ama!

Şehrin yeni belediye başkanı (veya ona benzer bir yetkili kişi?) şehirde terör estirmeye başlamıştır. Herkesten çılgınca vergi toplamaya başlar. Vergi veremeyenin neyi varsa alınır. Gerekirse karısı, kızı! İşte bu dönemde eski belediye başkanı halkı kurtarmak için oğlunu görevlendirir. Oğlu da askeri eğitim almış, yetenekli bir gençtir. Savaşçı özellikleri gelişmiştir. Tabi başka özellikleri de!

Bunun için artık yeni başkanın terör estirdiği şehre gitmesi gerekir. Ama hiç kimsenin kendinden şüphelenmeyeceği bir kılıkta. Evet. Tam da resimde gördüğünüz gibi nonoş bir erkek formunda, elinde ucu dantelalı şemsiyesiyle şehre gelir. Bir yandan da sağdaki soldaki erkeklere kur yapar. Azgınlığından kızların yanına yaklaşamadığı o adam, artık tam anlamıyla 'zararsız'dır artık.


O zararsız Don Diego, gece olunca bir anda Zorro kılığıyla ortaya çıkıp, Başkanın adamlarını sıraya dizmeye başlar. Bu sırada filmin başında vergi olarak alınmış kızları da kurtarır. Öyle bir Zorro ki; kurtardığı kızları bile taciz etmeden, orasını burasını ellemeden duramıyor. Zorro'nun yaratıcısının mezarda kemikleri takır takır titriyordur herhalde:) Tabi bu esnada Başkan Bonaasario'nun kuzeni Maria'ya da deli oluyordur. İyi de Zorro bu; "benimkisi ihtiraslı bir aşk" diyip, sakin sakin duruyor mu. Hayır bir yandan da efemine kılıkla, Maria'nın teyzesi Helena ile gittiği kır pikniğinde Helena'yla halvet oluyor. Hani efemineydi bu adam? Hay maşallah artık Don Diego iken bile kendine ve bilumum yerlerine hakim olamıyor adamımız! :)


Zorro dediğin tahtalara, kapılara, ya da ne bileyim adamın göğsüne veya sırtına "Z" işareti çizmez mi. İşte bu Zorro'nun aklı nerelere çalışıyorsa; düşmanlarının da oralarına o malum tag'i atıyor:) Pause'taki kareye bakın. Bu yaptığı gerçekten insafsızca bir hareket. Arkadaşlarına da akıbetini gösteriyor. Bu işareti normal bir adam görse; "en değerli hazinem" diyip, silahını bırakıp, emekliliğini ister. Ama film değil mi bu:)

Prodüktör; David Friedman yazıp, az duyulmuş isimlere emanet ettiği bu film için; tam anlamıyla bir 'sexploitation' diyebilirim. Tür olarak dönemin en bilindik işlerinden biri fakat öykü olarak biraz uçlarda gezindiği kesin. Film erotizmden yer yer softcore pornoya kayıyor. Ama kült seven izleyiciler için rahatsız edici boyutta olmadığı kesin. Ancak bir 'Jesus Franco' filmi kadar erotizm barındırdığını söylemek mümkün.  

Filmde dönemi yansıtmak için çok güzel bir dekor yapılmış, kostümler dönemin tarzını yansıtmakta başarılı. Küçük bütçeli bir sexploitation için ziyadesiyle özenilmiş bu filme. Saygı duymak ve duymamak arasında git-gel yaşıyorsunuz. Bir beklenti içine girmeden izlerseniz; belki keyif bile alabilirsiniz.

Hiç yorum yok: